31.3.13

dante's inferno

i gabbiani / andrea guerra, elga ciancaleoni

"bugün bir kolye daha aldım sirkeci'den. bununla on üç oldu. uğursuz sayı. keşke bir tane daha alsaydım. adı marko imiş, babası seslenirken duydum. kocaman kara gözleri var. bana pek bakmıyor sanki. anlamış mıdır acaba? bir insan neden durmadan kehribar kolye alır ki? dokundu mu parmağıma paketi verirken, bana mı öyle geldi yoksa?
bugün kırk iki gün oldu. babam bir yadır nis'te. bugün yarın gelir. belki bir mucize olur da gelemez. titanik bile batmamış mı? ama akdeniz'de ne gezer buzdağı."*


uzun süredir ortalıklarda olmayınca insan lafa nereden başlayacağını bilemiyor. en iyisi burayı hiç boş bırakmamış gibi yapmak:-/ bugün kendimi ne kadar çok yormuşum, oturup ayaklarımı uzatınca farkettim yorulduğumu. beden kendini dinlemeye başlayınca mutlaka bir yerlerden huzursuz sesler geliyor. çok değil bir hafta öncesine kadar her zamanki yedi yirmidört çalışma rutinimdeydim ve o koşuşturmaca içerisinde vücudum gık diyemiyordu. gerçi bir ara "yeter artık" feryadıyla inleyerek bir gün evden çalışma ödülünü kazanmıştı, daha ne olsun. 

benim boş vaktim var ve justine burada; son günlerin iyi haberi. artık bahar da geldi, havalar ısınıyor, sanırım kıştan pek hazetmeyen insanlardan olduğum için buna en çok sevinenlerden biriyim. havanın biraz olsun ısındığı cuma gününde bile akşam olduğunda ortalık buz kesti. gerçi justine ile ne zaman ortaköy'e gitsek hep üşürüz, zamanlama hatası diyeceğim ama bir yaz akşamı da aynı şeyi yaşamıştık, tuhaf. neyse ki pek nadir gidiyoruz :-)

 yukarıdaki alıntı benim ilk kez okuduğum yalçın tosun'un öykü kitabından. güzel, hüzünlü öyküler, çok güçlü, incelikli bir dil. genelde öykü kitaplarında neden bilmiyorum kitabın ilk hikayesiyle başlamam, bu kitapta sıraya uydum. aterina kitabın ilk öyküsü, alıntı o öyküden. gümüş balığı demekmiş aterina, tınısı hüzünlü bir şarkı gibi sanki. belki de hikaye yüzünden öyle geliyor, bilemedim, ama çok güzel.

*anne, baba ve diğer ölümcül şeyler

3 yorum:

Leylak Dalı dedi ki...

Hoşgeldin o zaman :)
Yalçın Tosun öykülerini seversen Ayşe Başak Kaban'dan "Ben, Kendim ve Bergen"i de öneririm, içinde beni çok etkileyen öyküler vardı.
Justine'e selam :)

Clea dedi ki...

hoşbulduk! arada gidip gidip geliyorum işte:-) mutlaka okuyacağım "ben, kendim ve bergen"i, özellikle yoğun çalışma dönemlerinde öyküler çok iyi geliyor. selamın iletildi bile, çok çok sevgiler.

justine dedi ki...

Hey! Evet, aldım selamımı;) Kısacık da olsa buraya bir şeyler yazmanı seviyorum Clea'nım, unutmayın, unutturmayın buraları.

Leylak Dalı, teşekkürler öykü önerisi için, ben de not alıyorum. İkinize de sevgiler, selamlar.