19.10.12

after hours

tindersticks / nectar

bir kaç günden beri iç karartıcı haberler okuyorum. niye? bilmiyorum. güya çalışırken takip edemediğim gündemi yakalayacağım. ben yokken iyi, güzel hiçbir şey olmamış ki. çok üzülüyorum, sabahlara kadar içip sarhoş olmak, unutmak istiyorum. bilmemek, duymamak daha iyi. sahi, bir düğün gecesi'nde tezel ne güzel diyordu; ölmeyeceksek içelim bari! emmanuel de gitti. sadece bunun için bile içilir.

5 yorum:

Adsız dedi ki...

Canım benim,
Aynı şeyi ben de yapıyorum. Her gün sürekli gazeteleri takip ediyorum. Ama bir ülkede cidden iyi ve güzel şeyler olmaz mı ya?? Sürekli felaket , aymazlık, utanmazlık, cehalet, ölüm, öldürme haberleri. Dün bir şekilde Fatma Nur cinayeti ile ilgili okurken, 1998 yılında korkunç işkence ve tecavüzler sonucu öldürülen Serpil Yeşilyurt ve ağır yaralı kurtulan annesi Hanım Yeşilyurt'un katillerinin sadece 7 yıl sonra serbest bırakıldıklarını öğrendim. Ürperdim, dehşet içinde kaldım, hala etkisindeyim. Bu ülkeye inanamıyorum. İnanamıyorum.
Gerçekten içelim bari, ama unutmaya yeter mi? Bir de benim içkiye dayanıksızlığım bunu kaldırabilir mi:)) Bu arada güzel ve çekici Emmanuel'i severim ben. O da gitti, öyleyse içelim, ama boğazlarım iyileştikten sonra.
sarıldım
serap

Clea dedi ki...

canım ne tuhaf, birbirimizden habersiz aynı haberleri okumuşuz. bu dünyada çok fazla acı var. bu ülkede hiçbir şey olması gerektiği gibi değil. hiç haber okumak istemiyorum artık o derece. nereye baksam acı veriyor. sanırım güzel müzikler, kitaplar ve filmlerle inzivaya çekilip kendimizi tüm bunlardan soyutlamamız gerek. çare değil biliyorum ama içim acıyor.

seni seviyorum canım benim, hastalığın bir an önce geçsin de içelim evet, başka türlü olmayacak.

alkım doğan dedi ki...

clea, hoşgeldin, seni tekrar buralarda görmek ne güzel!

dediklerini çok iyi anlıyorum, az çok hepimizin kafasında dolanan, ne yazık ki çok da sağlam bir yanıt bulamadığımız düşünceler bunlar.
yoğun çalışma hayatı insanı çevreden de soytutluyor. bir bakıma çok konforlu bir yanı var bunun (iş koşullarını kastetmiyorum tabii), bizi bir şeyleri düşünmekten alıkoyuyor.
yine de burada yaşarken insanın günbegün yaşama inancını tazelemesi gerekiyor clea. başka türlüsü güç. biz de sanırım elimizdekilere sarılıyoruz. kitaplar, müzikler, filmler, güzel hikayeler...
çok sevgiler!

alkım doğan dedi ki...

söylemeyi unuttum:) daha önceki saat fotosunu da seviyordum ama bu header'a bayıldım. harika!

Clea dedi ki...

alkım,
bu blogu ziyaret eden nadir insanlardan birisin:-) çok yoğun çalışmanın tek iyi yanı tüm bu iç sıkıcı, kötü haberlerden uzak kalmak haklısın. ve evet yine haklısın ki her gün bu acıları unutmak için bir şeylere sarılmamız gerekiyor, ki öyle yapıyoruz zaten. iyi ki o güzel müzikler, kitaplar, filmler var. çok teşekkürler alkım, çok sevgiler.